Sevgili Aziz Fatih Sultan Mehmet,
Sen ki bir devleti bir medeniyet yapan çağ kapatıp çağ açan İslam’ın ve Peygamber’in yılmaz müdafi ve hadimi olarak bir ömür geçirdin. Çadırlarda ve at sırtında bir hayat sürdün. İstanbul gibi bir şehrin kapılarını bizlere açtın. Ev sahibi olarak sana ne kadar teşekkür etsek azdır.

Sana sormak isterim, hiç mi korkmadın o planları yaparken ya da o gemileri karadan yürütürken? Cevabını hepimiz biliyoruz. Her neyden korkarsam korkayım aklıma ilk seni getiririm ve derim ki: Benim aziz ecdadım nasıl ki İstanbul gibi kadim bir şehri, bir dünya devinden alırken korkmadıysa ben de bundan korkmamalıyım. Çünkü ben bilirim ki ecdadım bana bunun hesabını soracak ve ben isterim ki benim de verecek bir hesabım olsun. Sen benim gözümde hep daha fazlası oldun. Fatih’im, Sultan’ım! Sen ki bir çağı kapatıp yeni bir çağı açtın. Yaptıklarınla, sözlerinle bu millete ışık oldun. Keşke bizler de senin çağında yaşayıp senin vatandaşların olabilme şerefine nail olabilseydik. İstanbul’a zincir vurdular, gemileri önüne yığdılar ama seni durduramadılar. Ben ne zaman ki çıkmaza girsem yine aklıma sen gelirsin ve derim ki: Benim Sultan’ım “Onlar korkularından denizi zincirleyecek kadar akıllı ise, biz gemileri karadan yürütebilecek kadar deliyiz.” demiş ve yine de İstanbul’u Bizans’ın elinden almıştır. O zaman ben de bu basit çıkmazdan basit bir delilikle kurtulabilirim, derim. Sen benim hem haritam hem de ışığımsın Sultan’ım. Sen gemileri karadan yürütecek kadar akıllı, surları yıkacak kadar güçlü, Bizans gibi bir deve kafa tutacak kadar cesaretlisin ama oradaki halka hoşgörülü davranacak kadar da merhametlisin Sultan’ım. Sultan’ım, yıllar önce gösterdiğin cesaret, içlerimize yaktığın umut ışığı hala dipdiri bir vaziyette içimizde yanıyor. Sen çağ açıp çağ kapatan bir sultan, İstanbul’u fetheden bir fatihsin. Sen Peygamber Efendimizin bahsettiği şanlı komutan olmak için gemileri karadan yürüten bir padişahsın. Sen sultanların sultanı fatihlerin fatihi II. Mehmet’sin. Sen denizlerden gemiler yürüttün, sen milletine orduna ışık oldun. Cenkten asla çekinmeyen aslan gibi yüreğinle yüzyıllardır süregelmiş bir imparatorluğa son verdin, yeni topraklarda İslam’ın ezanını insanlara tanıttın. Bizler de tıpkı senin gibi yeni topraklara gitmek, kendimizi insanlara tanıtmak istiyoruz. Ve bunu yaparken de senden yol ışığımız olmanı istiyoruz. O zaman bizlere kolay gelsin. Sizin bu mektubu okuyabilmenizi ve sizin nasıl yüce bir ecdat olduğunuzu bildiğimizi bilmenizi isterdim. Son olarak eklemek isterim ki sizden yüzyıllar sonrasında yaşıyor olsak dahi bizler bugün hala bu devletin, bu milletin bekçileriyiz. Emanetinizi koruyacağız yüce Sultan’ım.